Trabzon bir günde gezilemeyeceği için iki gün ayırmaya karar verdik. Giresun'dan Trabzon'a yaklaşık olarak 1,5 saat sürüyor. Önce meşhur Akçaabat ilçesine geldik. Akçaabat -Trabzon arası 15 dakikalık mesafede. Akçaabat'ta meşhur Sera Gölü'nü gezdik. Sera gölü yeşil suyu olan çok güzel bir tabiat parkı. Çok fazla oturma alanı yok etrafında daha çok lokantalar bulunuyor. İsteyenler burada tereyağında alabalık yiyebilir.
Daha sonra Akçaabat merkeze geldik. Merkezde Cemil Usta'da balık ve akçaabat köftesi yedik. Yemekler çok güzeldi ama arap turist yoğunluğundan mı bilemiyorum hizmeti çok beğenmedim. Zaten meşhur diğer bir lokantası da Nihat Usta imiş. Aslında farkları yok diğer lokantalardan, buralara gideceksen paradan haber ver diyor karadenizli hemşerilerimiz:)) Cemil Usta'nın yerinde çocuklar için alt katta görünür bir mekanda oyun alanı ve başlarında da çok tatlı bir bakıcı bulunuyor. Sağolsun yemek boyunca bizim afacanlarla çok güzel ilgilendi ve oynadı. Aynı zamanda çıkınca karşısında büyük bir çocuk parkı da var. Orada da eğlenen afacanlar bayağı yoruldular.
Akçaabatta vakit geçirdikten sonra Trabzon merkeze vardık ve Trabzon öğretmenevine dinlenmeye geçtik. Öğretmenevi Ordu öğretmenevine göre çok konforlu değildi ve fiyatı da epeyce pahalıydı. Gezi sırasında edindiğim bir diğer tecrübe de, ilçelerin öğretmenevlerinin daha ucuz ve konforlu olduğu. Arap turist ve mezuniyet dönemi nedeniyle kalabalık olan merkezdeki bu tarz yerleri bir daha tercih etmemeye karar verdik. Trabzon, Ordu ve Giresun'a göre daha nemli geldi bana, gece yatarken huzursuz ediyor. Daha sonra Trabzon merkezde gezilecek yerlerden bazılarını gezebildik ve akşam Trabzon'da kaldık.
|
Ayasofya |
Başlıca gezilecek yerleri ise; Meydan, Kunduracılar caddesi, Kemeraltı, bakırcılar, Trabzon Müzesi (Kostaki Konağı), Atatürk köşkü, Boztepe, Ayasofya, Sümela Manastırı ve Uzungöl.
|
Ayasofya |
Ayasofya, yeri ve tarihi bakımından çok etkileyici geldi bana. Eski bir Bizans Kilisesi olan Ayasofya gittiğimizde müze olarak ziyaret ediliyordu ama sanırım cami olarak da kullanılıyormuş.
Boztepe ise Ordu Boztepe gibi Trabzon'un en manzaralı mekanı. Burada semaverde manzara karşısında çay keyfi yaptık mutlaka tavsiye ederim.
|
Sümela yolu |
Ertesi gün Sümela'yı ziyaret etmek için çıktık yola. Sümela'nın yolu merkezden Maçka istikametine doğru yaklaşık 1 saat sürüyor. Ama geldiğinize değecek cinsten. Burası Altındere Milli Parkı içinde yol boyu şelaleler, akan dereler ve yeşilin her tonunun olduğu dağa oyularak inşa edilmiş bir manastır. Belli bir yere kadar arabayla gidebiliyorsunuz. Çıkarken çocukları bırakmanızı tavsiye ederim çünkü yokuşu merdivenli ve zor. Biz sırayla nöbetleşerek çıktık. Yokuşu boyunca asırlık ağaçların kökleri her yeri sarmış, her yer ormanlarla kaplı olduğundan gölgelik. Yoksa bu yokuş nasıl çıkılır:)
Çıkarken kemençe çalıp bir şeyler kazanmaya çalışan laz amcalarımızı da izledik. Güzel kızım yoruldu ve yanlarında kemençe dinlemeye koyuldu. Tabi bizim laz amcalar ayşeye laf atmaya başladılar ula fadime diye:)) Çıkarken ter içinde kaldık tabi:)) Ama tam tepeye gelince vay beee diyeceksiniz...Sözler yetmez anlatmaya müthiş bir manzara..Tabi Sümela Manastırının içi de bir ayrı güzel. Mimarisinden üzerindeki kabartmalar ve resimlere kadar muhteşem...
|
Sümela Manastırı |
|
Sümela Manastırı |
Hamsiköy sütlacı yemediyseniz Hamsiköy buraya yakın. Biz yediğimiz için gitmedik, sütlacı çok güzel gerçekten tavsiye ederim. Daha sonra yolun devamında meşhur Zigana geçidi ve Gümüşhane yolu bulunuyor.
|
Kızım ve Uzungöl |
Sümela'dan ayrıldıktan sonra Uzungöl'ü de görmek için sabırsızlandık. Tabi ikisinin yolları birbirine çok ters. Tekrar 1 saat merkeze gelip oradan Çaykara ilçesine doğru yol aldık. Varmamız yaklaşık 2.5 saat sürdü. Ama değdi tabiki...Yorucu yolculuktan sonra Uzungöl manzarası karşısında büyülendik sanki... Allah sanki cennetten bir parça bırakmış buraya..Ne muhteşem huzur veren bir havası ve görüntüsü var..Saatlerce karşısına geçip izledik, dinlendik. Buraya herkes piknik yapmaya geliyormuş. Etrafta piknik alanları var, piknik için etini alan gelmiş. Bilseydik hazırlıklı gelir bizde yapardık pikniğimizi. Etrafta lokantalar var ve arap turist sayısı çok fazla. Bizde akşam yemeğine balık, meşhur kuru fasülyesinden ve et yemeği yedik, güzeldi. Trabzon'a gelmişken yöresel yemeklerden mutlaka tadın derim.Dönerken Trabzonlu bir arkadaşımızın evinde kaldık. Sağolsun bize kuymak, kara lahana sarması ve kaygana yapmış. Tek kelimeyle enfesti..
|
Uzungöl |
|
Uzungöl |
Sıradaki rotamız Gürcistan Batum olduğundan akşam Batum'a yakın bir sınırda kalmaya karar verdik. Çünkü sınırdan sabah erken saatte geçebilirsek sıraya yakalanmayacığımızı öğrendik. O nedenle Rize'yi dönüşte gezmeye karar vererek Sarp sınırına en yakın Hopa ilçesinde kalacağımız yerleri sorduk. Ne yazık ki hiç yer kalmamış biz de kısmen yakın Fındıklı ilçesinde kaldık. İyi ki de burada kalmışız çok sevimli bir ilçe ve odaları da çok güzel ve daha hesaplı. Dinlenip sabah Batum'a yola çıkmaya karar verdik.